Gezi eylemlerinin üzerinden 7 yıl geçti. 12 kişi polis müdahalesiyle can verdi. Onbini aşkın insan yaralandı. Milyonlar katıldı. Canlılığını, güncelliğini koruyan Gezi’yi bir de annelerden dinleyin
Gülcan Dereli/İstanbul
Gezi Parkı’na 7 yıl önce Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına karşı yaşam savunucularının başlattığı protesto, Türkiye çapında halk hareketine dönüştü. Başta İstanbul’daki yurttaşların nefes aldığı Gezi Parkı’nda 27 Mayıs 2013 gecesi 5 ağacın yerinden sökülmesiyle başlayan ve yayılan eylemlere milyonlarca kişi katıldı. Gün gün büyüyen eylemler İstanbul’da başlasa da, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Dersim ve Diyarbakır başta olmak üzere onlarca şehre yayıldı. Tarihte eşi az görülüş bir dayanışma ortaya çıktı. Gezi’nin bir diğer yönü ise gençlerin mizahla yaptığı yaratıcı muhalefet oldu. Milyonların katıldığı ve hala ülke üzerinde hayaleti dolaşan Gezi eylemlerinde bugünlerde yeniden gündemde olan polis müdahalesi de hafızalara kazındı. Eylemlerde aralarından çocukların da bulunduğu 12 yurttaş yaşamını yitirdi. Onbini aşkın yurttaş ise yaralandı ancak halk direnişten vazgeçmedi. Biz de Yeni Yaşam gazetesi olarak direnişte çocuklarını kaybeden anneler ile konuştuk. Zorlu bir röportaj oldu. Çocuğuna yönelik soru yönelttiğim her bir anne çocuğunu andığı anda ağlamaya başladı. Hepsinin acısı o kadar taze ki soru sormaya çekindim. Çok merak ettiğim bir soru vardı. Ali İsmail Korkmaz’ın videosunu izlediğimde hep umarım bunu anne Korkmaz izlememiştir diyordum ve hep bu sorunun cevabını merak ettim. Sorunun cevabını Anne Emel Korkmaz verdi. İzlememişti. Ancak her bir anne çocuklarının onlara bıraktığı mücadeleyi devralmış, pes etmemiş ve Gezi’ye aynı çocuklarına sahip çıktığı gibi sahip çıkıyor. Dikkat çeken bir konu da öldürülen evlatları için adalet isteyen annelere dava açılması. Sözü annelere yorumsuz bırakmak istiyorum.