Birleşmiş Milletler, 1954’te 1 Ekim’i Dünya Çocuk Günü olarak ilan etti. Gazetemize konuşan İHD Çocuk Hakları Komisyonu’ndan Doğan Polat, ‘Amasız fakatsız yasal düzenleme yapılmalı’ dedi
Bugün Dünya Çocuk Günü. Birleşmiş Milletler, 1954 yılında 1 Ekim’i Dünya Çocuk Günü olarak ilan etti. Diğer günler gibi bugün de göstermelik kutlamalarla geçiştirilirken, çocukların yaşamını iyileştirmeye yönelik herhangi bir adım atılmıyor. Dünyanın birçok ülkesinde çocuklar en temel yaşam haklarından dahi yaralanamıyor. Çocuklar çalışmak zorunda bırakılıyor ve her türlü istismara maruz kalıyor. İHD Çocuk Hakları Komisyonun’dan Doğan Polat ile çocukların içinde bulunduğu yaşam koşullarını konuştuk. Türkiye bölge kentlerinde yaşayan çocukların yaşadığı zorluklara dikkat çeken Polat, “TÜİK verilerine göre Türkiye’de çocuk işçi sayısının 2 milyon olduğu bu rakamın üstüne mülteci çocuklarını katarsak çok ağır bir rakamın ortaya çıktığını görüyoruz” diye konuştu.
Anadillerinde konuşamıyorlar
Çocukların en temel haklarından dahi maruz kaldığını söyleyen Polat, “Ülkemizde çocuklar en temel haklarından tam olarak yaralandığı düşünmüyorum. Çünkü 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler genel kurul tarafından benimsenen çocuk hakları sözleşmesi çocuğun bir ülkede özgür yaşayabilmesi için yaşama, korunma, katılma haklarının güvence altına almış. Ancak ülkemizde çocuklar en temel haklarından yoksun bir şekilde yaşamaktadır” dedi.
Kürt kentlerindeki çocukların yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Polat, “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesine 17,29, ve 30. maddelerine çekince koyması özellikle 30. madde “Dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu Devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz” ifadeleri yer almaktadır. Bu da bariz oranda çocukları etkilemektedir” diye konuştu. Cezaevlerinde tutuklu 12-18 yaş arası çocuklara ve annesiyle birlikte tutuklu bulunan çocukların durumuna da dikkat çeken Polat, “Tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı 3 bin 19 annesiyle cezaevinde bulunanların sayısı 743 bu veriler CISST’in verileridir” diyerek, İHD olarak çocukların özgür bırakılmasını istediklerini söyledi. Hükümetin çocuklara ilişkin izlediği politikayı eleştiren Polat, “Çocuk hakları yasal bir güvence altına alınmalı. Türkiye’de cezaların hafifliğinden dolayı istismarın, ihmalin ve çocuk işçiliğinin her geçen gün daha da arttığına tanık oluyoruz. Bu ihlallerle Türkiye’de yaşayan her çocuğun yaşam koşularının çocuk haklarının anayasal güvence altına almış diğer ülkelere göre çok daha geride olduğunu görüyoruz istatistiki verilerde bu dediğimizi destekliyor. İHD Çocuk Hakları Komisyonu olarak çocukların birleşmiş milletler çocuk hakları Sözleşmesi’nde yer olan bütün maddeleri amansız fakatsız yasal olarak düzenlenmesini istiyoruz” dedi.
28 milyon çocuk mülteci
28 milyon yerinden edilmiş çocuk; mevcut çatışmalar, zulüm ve kötü yaşam koşullarından kaçıyor. Maruz kaldıkları olumsuzluklar ve insanlık dışı muameleler sonucu bugün milyonlarca çocuk kendi topraklarında ve evinde yaşayamıyor, sağlıklı koşullarda hayatlarını sürdüremiyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 28 milyon çocuk yaşadıkları bölgelerden farklı yerlere göç etmek zorunda kaldı. Çatışmaların ya da doğal afetlerin etkilediği ülkelerde yaşayan 5 ile 17 yaş arası her üç çocuk ve gençten 1’i okula gitmiyor. Bu da 104 milyon çocuğun okula gitmediği anlamına geliyor. Tüm dünyada okula gitmeyen çocuk ve genç sayısı toplam 303 milyonu buluyor.
Çalışırken ölüyorlar
Türkiye nüfusunun yüzde 28’ini oluşturan çocukların, 2018’de işgücüne katılım oranı yüzde 21’e yükseldi. TÜİK’in açıkladığı çocuk istatistiklerinde sadece 15-17 yaş grubu çocuklara dair işgücü istatistikleri yer almasına rağmen, “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı” ilan edilen 2018’de çocuk işçi sayısı 7 bin arttı ve Türkiye’de, en çok çocuk iş cinayetinin yaşandığı yıl oldu.
Kürt kentlerinde çocuklar
Bölge kentlerinde yüzlerce çocuk asker ve polis kurşunu ile yaşamını yitirirken, zırhlı araçların çarpması sonucu ölen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Bunun temelinde ise cezasızlık politikası yatıyor. Kürt çocuklarının ölümüne neden olan devlet memurları ceza almıyor. 11 Eylül’de Diyarbakır merkez Bağlar ilçesinde seyir halinde olan polise ait zırhlı aracın ezdiği 6 yaşındaki Efe Tektekin, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Efe’yi ezen devlet memuruna ise hala bir soruşturma açılmadı. Soruşturma açılanlar ise çok hafif cezalarla ödüllendiriliyor. Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs 2017 gecesi uykudaki 7 yaşındaki Muhammed ile 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım’ın ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü polis Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında açılan davada ise verilen karar ödül niteliği taşıyordu.
1 Ekim 2019 – https://yeniyasamgazetesi3.com/cocuk-ihlalleri-ulkesi-turkiye/