Bugün 10 Ekim Dünya Evsizler Günü. Özellikle büyük kentlerde evsizlerin oranı diğer kentlere göre daha yüksek. İnsan tarihine bakıldığında evsizliğin kapitalizmin bir parçası olduğunu görmek zor değil. Sistem kendini inşa ederken bu sistemin sonucu olan evsiz yurttaşların sayısı dünyada da muazzam şekilde artmaya devam ediyor.
İstanbul onların evi
Evsizlerin bir şehri de İstanbul, en çok evsizin yaşadığı kentlerin başında geliyor. İstanbul’un en merkezi yerleri arasında olan Taksim, Fatih, Aksaray, Beyazıt, Samatya, Yedikule, Yenikapı gibi ilçe ve semtlerinde neredeyse her caddede bir evsiz görürüz ve bakar geçeriz. İletişim kurmaya çekinir hatta bakarken yüzümüz tuhaf şekiller alır. Haber yaparken benim bile çekincemi fark eden evsiz yurttaşın ‘benden korkmana gerek yok’ demesi kendimi sorgulamama neden oldu.
‘Sizi yormayalım’
Mevsim artık sonbahar ve İstanbul’da yağışlı, serin bir gün. Beyoğlu’da iki evsizle röportaj yapmak istiyorum. Bir süre izledikten sonra artık gidip konuşmalıyım dedim. Sonrası işte böyle gelişti: Mehmet Altun: “Siz böyle güzel yataklarınızda uyurken biz soğuklarla mücadele ediyoruz. Evsiz, sokakta yaşıyoruz babamla beraber. Benim adım Memocan, Gülcan abla bak benim kemerim yok, bak kablo taktım ha. Param yok ya. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Boş yere yormayın kendiniz ya. Hayat yormuş bizi, biz de sizi yormayalım. Hayatın anlamdaki noktaların varlıklarıyla.”
Konuşmasını bitirmesinden hemen sonra sorularımı sürdürüyorum. Peki kimseye bir çağrınız yok mu? Bir isteğiniz yok mu?.. Devam ediyor Mehmet Altun: “Bize kim el uzatacak ki ya. Selpak bile almıyorlar. Sağlık sorunlarımız var psikolojik.” Araya kendisine hitap edilen ismi sıkıştırıyor: “Bana Maheyedin diyorlar. 10 buçuk yaşındayım. Ben hiç büyümedim ki!
Abla hangi burçsun, oğlak, başak, terazi…
Gitme gel bizimle otur abla.”
Sana hediye vereceğim diyerek ceplerini karıştırmaya başladı Mehmet Altun, sonunda bir simit parçası buldu ve şöyle devam etti: ” Al bu simidi ye, yemezsen martılara at, istersen çöpe…”
‘İmamoğlu geldi’
Ömer Altun 60 yaşında, haber yapmak istediğimi söylüyorum, kabul ediyor, başlıyoruz ancak araya girinlere kızıyor. Kaç yıldır sokakta yaşadığını soruyorum o da çok uzun yıllardır diyor ama zamanı net hatırlayamıyor. Sonra şöyle devam ediyor Ömer Altun: Benim haberimi yapma ihtimalin var mı? Ben dünyada yaşıyorum. Benden korkma, ben insanım. Yap haberimiz yap istemez miyiz? Çok uzun süredir yalnızız. Ama ben doğru ve dobra konuşurum. İmamoğlu (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu) bize geldi, Allah razı olsun. O bize geldi, o bize geldi, o bize geldi ama o farkında değil ama onun bize geldiğini biz biliyoruz. Ben İmamoğlu’yla her şey güzel olacak dedik ama inanıyorum her şey güzel olacak. Yeter ki bu insanlar inansın her şey güzel olacak. (Ağlıyor, omuzuma dokunuyor.) Kusura bakma sana dokunmak istemiyorum da. Her şey güzel olacak.”
Röportajımız sırasında araya giriliyor yine kızıyor. “Hayda…
Biri gider biri gelir ama biz kalırız. Senin ruhun ne?” Anlamadığımı söylüyorum, devam ediyor Ömer Altun: “Benim ruhum var ya…
‘Sağlık sorunlarımız var’
Her an canımı alacak. İşte böyle bir hayat yaşıyoruz. Evimiz barkımız yok. Dışarıda yatıyoruz. Ben buradayım. Ben İmamoğlu’na güvenmişim. Allah’ın benimle beraber olacağını biliyorum da…(Ağlıyor) Sokaklarda kalıyoruz. Sağlık sorunlarımız var.” Mehmet Altun psikolojik diye yanıtlayınca Ömer Altun şöyle devam ediyor: “Yok benim psikolojik değil. Eğer gerçek anlamda bir insansan seni kabul edeceğim yani. Kardeşim sabahtan beri bas bas bağırıyorum. Benim kardeşlerim var diyorum. Ama benim kardeşlerim yok yok işte. Yok. Yok. Yok…”
Şaşkın ve korku dolu gözler…
İstanbul baya yağışlı ve soğuk bir gün geçiriyordu. Öğle saatleri Beyoğlu’nda çok denk gelir belki ama bakıp geçebileceğim bir gün de değildim. Bir evsiz kadınla ters yönde gidiyorduk. Ben yukarı, o aşağıda doğru yürüyordu. Çok ıslanmıştı, ayağında terlik, üstü inceydi. Elimdeki şemsiye ile onunla gideceği yere kadar yürüyebileceğimi teklif ettim, konuşmak istedim. Olmadı. Kaçar gibi benden uzaklaştı. Aşağı yukarı on adım birbirimizden uzaklaştıktan sonra birbirimizi hissettik sanki. Geriye doğru birbirimize bakıyorduk. Onunla yürüme isteğin ona çok garip gelmiş olmalı ki bana çok şaşkın ve korku dolu gözlerle, soru sorar gibi uzun uzun bakıyordu.
Evsizlerin sayısı artıyor
Türkiye ve bölge kentlerinde yaklaşık 70 bin kişinin sokakta yaşadığı tahmin ediliyor. Almanya’da yaklaşık 650 bin insanın evsiz olduğu tahmin edilirken, ABD’de en az 550 bin evsiz sokaklarda yaşıyor. Dünya genelinde ise net rakam olmasa da milyonlarca insanın sokakta yaşadığı tahmin ediliyor.
10 Ekim 2019 – https://yeniyasamgazetesi3.com/evsiz-yuzler/