Gelecek şıklara sığdırılamaz

Gülcan Dereli/Yeni Yaşam

Eğitim Sen Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, eğitimin sonlandırılmasını ve sınavlara dair gazetemize konuştu. Aydoğan, haziranda yapılacak bursluluk, LGS ve YKS sınavlarının ertelenmesi gerektiğini vurguladı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) koronavirüs nedeniyle eğitim alanında attığı adımlar tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uzaktan eğitim sistemi EBA ile bu yıl yapılacak olan bursluluk, LGS ve YKS sınavlarını ve öğretmenlere uygulanan puanlama sistemini Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ile konuştuk. Aydoğan, laik, bilimsel ve anadilde eğitim olmadığı gibi koronavirüs nedeniyle atılan adımlarda da bilimin dikkate alınmadığını söyledi.

§ Koronovirüs sürecinde MEB tarafından devreye konulan eğitim sistemini nasıl yorumluyorsunuz?
MEB’ in yaşama geçirdiği eğitim politikaları her zaman siyasi iktidarın belirlediği hat üzerinden inşa edildi. AKP’nin iktidar olduğu günden bugüne iki temel hattı vardı. Neoliberal politikaların ve tektipleştirmeyi sağlayacak gerici politikaların milliyetçi, cinsiyetçi söylem ve uygulamalarla yaşama geçirilmesiydi. Neoliberal politikalar ile eğitimde özelleştirme uygulamalarına hız verildi, yoksul aile çocukları için eğitimde eşitsizlik her geçen yıl daha da arttı artmaya devam ediyor. Emekçiler için esnek, güvencesiz, düşük ücrette çalışma koşulları yaygınlaştırıldı. Gerici politikalar ile de sermayenin güçlenmesi, patronların ihtiyacı doğrultusunda bir sistemi güçlendiren, koltuk değneği olan zorunlu imam hatipleştirme uygulamalarından, müfredat değişimine, dini yapılarla imzalanan iş birliklerine kadar yeni rejim inşası hızlandırıldı.
Pandemi döneminde de eğitim alanında eğitim ve bilim emekçileri ve öğrenciler açısından sermayeden, sistemden yana politikalar devam ettirildi. İhraç edilen arkadaşlarımıza yönelik yaşatılan hukuksuzluk; salgın sürecinde mesleklerine iade süreci komisyon eliyle tamamen işlemez hale getirilerek daha da derinleştirildi. Kamuda, özelde güvencesiz çalıştırılan eğitim emekçileri ücretsiz izne zorlandı, kısa çalışma ödeneğine mahkum edildi. Ataması yapılan 20 bin öğretmen göreve başlatılmamalarının önünde hiçbir hukuki dayanak olmamasına rağmen göreve başlatılmadı. Güvencesiz çalıştırılan salgın dönemi öncesinde de asgari ücretin dahi altında çalıştırılan ücretli öğretmen, usta öğreticilerin işten çıkarılması veya okullar açıldığında yapılacak olan telafi eğitimindeki ödenecek ücretlerin ödenmesi ifadesiyle borçlandırılması yönetmeliği yayınlandı. Özel okullarda çalışan eğitim emekçileri düşük ücretlerle, esnek çalışma koşullarında çalıştırıldı, hakları MEB’ in açıklamasıyla özel okul sahiplerinin “insafına” bırakıldı.
Öğrencilerimiz açısından yüz yüze eğitimdeki eşitsizlik daha da derinleşti. Kamu okulları öğrencileri için EBA TV ve EBA platformunun kullanımı ile uzaktan eğitim gerçekleştirilirken özel okul öğrencilerine, MEB’in sunduklarının dışında, kendi okulları ayrıca uzaktan eğitim desteği sağladı.
Ailelerin sosyoekonomik yapısından ve kamu okulları arasındaki olanak farklılıklarından kaynaklı, kamu okullarında okuyan öğrencilerin kendi arasında uzaktan eğitime erişimde eşitsizlikler oluştu. Yoksul ailelerin çocukları uzaktan eğitime erişim için kullanmaları gereken bilgisayar, tablet, internet erişimi gibi araçlardan yoksun bırakıldı.
Kırsal kesimde yaşayan ailelerin çocukları uzaktan eğitime yalnızca bilgisayar aracılığıyla erişimde değil, aynı zamanda EBA TV aracılığıyla yayınlanan dersleri takip etmekte de sorunlar yaşadı.
Ders sunumlarında ve içeriklerinde anadilinde eğitim hakkı esas alınmadı. Anadili Türkçe olmayan çocuklar uzaktan eğitimde yok sayıldı.
Göçmen çocuklar, mevsimlik tarım işçisi ailelerinin çocukları uzaktan eğitime ulaşamadı.
Görme, işitme engeli bulunan ve özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerimiz uzaktan eğitim uygulamalarında ders içeriklerinin hazırlanmasından, sunumuna kadar uzaktan eğitimin pek çok aşaması ile ciddi eşitsizlikler yaşadı.
Uzaktan eğitim uygulamalarında devamlılık esastır. Ancak ders takibinde teknolojik araçların kullanımında ebeveynlerine ihtiyaç duyan öğrencilerimiz arasında aileleri çalışmak zorunda bırakılan öğrencilerimizin yaşadığı eşitsizlik de sürüyor.
Bu yıl yapılacak olan bursluluk, LGS ve YKS sınavlarına öğrencilerimiz uzaktan eğitim aracılığıyla hazırlanmaktadır. Uzaktan eğitimle ilgili yaşatılan eşitsizlikler yoksul, dezavantajlı ailelerin çocuklarını daha da derin etkileyecek sonuçlara yol açacak.
Öğrencilerin, eğitimcilerin itirazlarına rağmen sermayenin, turizm şirketlerinin karı esas alınarak sınavların Haziran ayında yapılacağı açıklandı.
Özel okul patronlarının talepleri doğrultusunda özel okullardan kamu okullarına nakil durduruldu. Velilerin okullar kapalı olduğu dönemde özel okullara ödedikleri ücretlerin geri ödenmeyeceği bakanlığın görüşüdür diye açıklandı.
Uzaktan eğitimin ilk gününde yaşanan “örtük müfredat” üzerinden inşa edilmeye çalışılan gerici, tektipçi uygulamalar Eba Tv’de kıyafeti ve oje sürdüğü için hedef alınan kadın öğretmen arkadaşımızdan, online seminer sırasında şube müdürü tarafından aranarak “Ramazan uyarısı” yapılarak çay içtiği için uyarılan, “Jiyan” ismini kullandığı için eğitim bilişim platformunda yasaklı ilan edilen öğretmene uzanan uygulamalarla devam ettirilmektedir.

§ Uzaktan eğitimde öğretmenlere yönelik puanlama sistemi ile ne amaçlanmaktadır?
MEB uzaktan eğitimi yüz yüze eğitimle eşitleyen bir algı yaratmaya çalışmaktadır. Bu algı çalışmasının sonuçlarının olumsuzluğu ile ilgili defalarca uyarılarda bulunduk. Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini alamaz, tamamlayıcı eğitimdir. Uzaktan eğitimde amaç-araç ilişkisi ısrarla doğru kurulmamaktadır. Uzaktan eğitimin işlevi öğrencilerin eğitim sürecinden kopmaması, eğitime dönük motivasyonunun artması ve salgınla baş etmelerine katkı sunmasıdır.
MEB uzaktan eğitim uygulamalarını öğrencilerin ihtiyacını esas alan bir yerden ele almamakta, süreklilik halinde EBA’yı bir yarış alanına dönüştürerek, sayısal veriler yayınlayarak bir başarı hikayesi yaratmaya çalışmaktadır. Uzaktan eğitimdeki eşitsizlikleri giderme noktasında adım atmayan, kamu kaynaklarını öğrencilerimiz için kullanmayan bakanlık, eğitim yöneticileri eliyle öğretmenler üzerinde mobbing uygulamaktadır. Sürekli okul iletişim grupları kullanılarak öğretmenlere mesajla EBA’yı sık kullanım noktasında baskı yaratılmaktadır. Mardin’ de kamuoyuna da yansıyan içeriğinde mesleki onurumuza, mesleki özerkliğimize aykırı ifadelerin olduğu mesajın içeriği baskı mekanizmalarının geldiği boyutu göstermektedir.
Öğretmenlere EBA üzerinden puanlarla yarışa tutan bu anlayışı, bu dayatmaları reddediyoruz. Biz öğretmenler yarışmayı, yarıştırılmayı, rekabeti kabul etmiyoruz. Emeğimizi puanlamaya sığdırmaya çalışan bu anlayış mesleki özerkliğimizi hedef almaktadır. EBA’ya ders etkinlik, soru yükleme gibi çalışmalar üzerinden verilen puanlar, emeğimizin puanlara sığdırılmaya çalışılması eğitimin niteliğine, öğrencilerimizin eğitim hakkına da zarar vermektedir. Durum öyle bir noktaya gelmiştir ki, kimi internet siteleri daha fazla puan alma noktasında yöntemler önermeye başlamıştır. MEB de bu sitelerin yayılımı üzerinden EBA’da üst puan sınırı olduğunu yayınlamak zorunda kalmıştır.
Öğretmenlere EBA üzerinden puanlarla yarışa tutan bu anlayışı, bu dayatmaları reddediyoruz. Biz öğretmenler yarışmayı, yarıştırılmayı, rekabeti kabul etmiyoruz. Emeğimizi puanlamaya sığdırmaya çalışan bu anlayış mesleki özerkliğimizi hedef almaktadır. EBA’ya ders etkinlik, soru yükleme gibi çalışmalar üzerinden verilen puanlar, emeğimizin puanlara sığdırılmaya çalışılması eğitimin niteliğine, öğrencilerimizin eğitim hakkına da zarar vermektedir. Durum öyle bir noktaya gelmiştir ki, kimi internet siteleri daha fazla puan alma noktasında yöntemler önermeye başlamıştır. MEB da bu sitelerin yayılımı üzerinden EBA’da üst puan sınırı olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır.
Tarih boyunca toplumsal dönüşümün öncüsü olan, aydınlık bir gelecek mücadelesi veren ve iktidarlar tarafından baskı altına alınmaya çalışılan öğretmenleri şimdi de uzaktan eğitimde puanlama üzerinden baskılamaya çalışan bu anlayışı reddediyoruz. Yarışmayı, rekabeti değil, dayanışmayı, yardımlaşmayı örmeye devam edeceğiz.

§ Sınav sisteminin ertelenmesini talep etmenizin sebebi nedir?
Öncelikle bu yıl yapılacak olan bursluluk, LGS ve YKS sınavlarına öğrencilerimiz uzaktan eğitim aracılığıyla hazırlanmaktadır. Uzaktan eğitimle ilgili öğrencilerimizin yaşadığı eşitsizlikler giderilmezse bu eşitsizlikler sınav sonuçlarına da yansıyacaktır. Eğitim Sen olarak yıllardır; standart, seçme ve eleme sistemine dayalı araçlara, yöntemlere itiraz ettik. Ancak ısrarla öğrencilerimizin gelecekleri şıklara sığdırılmaya çalışılmaktadır.
Salgın riski yayılımı sürmekte, endişeler devam etmektedir. YKS sınavının erken tarihe alınmasına, yaşanılan kaygılara; milyonlarca öğrencinin, öğretmenin, velinin itirazına rağmen sermayenin, turizm şirketlerinin karı esas alınarak sınavların haziranda yapılması ısrarı öğrencilerimizin yararına değildir.
Eğitim Sen olarak, YKS, LGS ertelensin imza kampanyamız sürecinde de bir kez daha gördük ki, öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin sınavlarla ilgili sağlık kaygıları devam etmektedir. Eğitim alanında bilim insanlarının, eğitim ve bilim emekçilerinin, ilgili tüm kesimlerin bulunduğu bir Bilim Kurulu oluşturulmalı, sınavlar, okulların açılışı ve eğitim alanındaki tüm çalışmalar kurul tarafından planlanmalıdır. Aslolan öğrencilerimizin, öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin ve tüm yurttaşların sağlığıdır, öğrencilerimizin eğitim hakkıdır, geleceğidir.

§ Koronadan dolayı eğitimin sona erdirilmesini ve okulların açılışının eylülde olacağı açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi döneminin başından itibaren okulların açılması, sınavlar, uzaktan eğitimdeki eşitsizliklerin giderilmesi; özetle eğitim alanındaki tüm adımların bilim insanlarının açıkladığı bilimsel verilerle birlikte planlaması, yol haritası oluşturulmasına ilişkin uyarılarımızı defalarca yaptık. Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin, tüm eğitim ve bilim emekçilerin kaygıları haklı olarak devam ediyor. Haklı kaygıların, yükselen itirazın sonucunda okulların Eylül’ de açılacağı açıklamasını yapmak zorunda kaldılar.
Ancak sınavların haziranda yapılma ısrarı sürdürülüyor. Okulların kapalı olduğu, salgın riski yayılımı nedeniyle üniversite yıl sonu sınavlarının uzaktan yapılacağı bir gerçeklikte sınavların haziranda yapılması konusunda kaygıları giderecek tek bir bilimsel açıklama dahi yapılmamıştır.
Siirt Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise “istekli” 8. ve 12. sınıf öğrenciler için 1 Haziran’ da okulların açılacağı duyurusu ise bilime, bilim insanlarına rağmen bir sürecin işletilme ısrarının sürdürüleceği tablosunu ortaya koymaktadır.

§ Eğitim mücadelesi neden yaşamsaldır?
Dünya tarihi boyunca iktidarlar rejimlerinin inşasında eğitimi araç olarak kullanmıştır. Aydınlanmanın, ilericiliğin örgütleyicisi olan öğretmenleri, öğretmenlik mesleğini hedef almışlar, çocuklar, gençler üzerinden ideolojilerinin gereği nesiller yetiştirilmesini amaçlamışlardır.
Bu yüzden şimdi ihraç edilen arkadaşlarımıza yaşatılan hukuksuzluklar eğitimcilere her zaman yaşatılmıştır. Öğretmenler katledilmiş, meslekleri ellerinden alınmış, yaşamlarını cezaevlerinde, sürgünlerde geçirmek zorunda bırakılmışlar, ancak mesleğini, haklarını savunmaktan, öğrencilerinin kamusal, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim hakkı mücadelesinden, düşlerinden asla vazgeçmemişlerdir.
Eğitim mücadelesi yaşamsaldır. Çünkü eğitim mücadelesi sözcüğü okuyarak dünyayı okuma mücadelesidir.

26 Mayis 2020 Sali – https://yeniyasamgazetesi3.com/gelecek-siklara-sigdirilamaz/