Muş ovası üşüyor!

Yaşam mücadelesi veren Filiz anne, gözünün nuru olan Mîr’in ardından 25 gün sonra yaşam veda ederken Mîr’ine kavuşur. 25 gün içerisinde yan yana iki mezar kazılır. Biri 30’unda toprağa düşen Mîr’in, bir de sevdiceği annesinin mezarıdır; üzerine Mîr’in 5 yaşındaki çocuğu Ronî’nin ve iki karanfilin konduğu…

“Deşta Mûş ê kele kele, gûl xwe xemlandî
Çavê dayîka bê hêsıre”

Mîr Perwer’in memleketine giderken aklımda Perwer’in bir konserde seslendirdiği bu ezgi vardı. Sanki Mîr bu seslendirdiği ezgi ile geleceği görmüştü. Bu ezgi sanki annelere bir ağıt gibi geliyordu bana. Yolculuk sırasında bu ezginin sözlerini düşünürken Mîr’in annesine kanayan hasretini ve annesinin sonsuz özlemini nasıl dindireceğini düşünüyordum. Hiçbir yolculuk bana bu kadar ağır gelmemişti. Muş ovasının soğukluğunu Mîr’in “Deşta Mûş ê kele kele” sıcaklığıyla geçtim. Muş’a vardığımda aileyi belli bir program dahilinde ziyaret edecek, geri bıraktıklarının acısını dinleyecektim. Annesinin ambulans ile havaalanına götürüldüğünde söylediği, “Keşke seni böyle görmeseydim ben de aynı tabutta olsaydım” sözleri aklımdan geçiyor; ta ki annesinin şahadet haberini alana kadar. Öğleden sonra haber için geldiğim Muş’ta anne Filiz’in vefat ettiğini öğreniyorum. Onca acıyla baş etmiş ama 23 Aralık 2022 tarihinde şehit düşen çocuğunun acısına daha fazla dayanamamıştı anne Filiz. Turgut Uyar’ın “Kürdistan’da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar” dizeleri içimi delip geçiyor o an.

15’inde anne olmuştu

Daha çocuk yaşta, 14 yaşında evlenmiş, 15’inde anne olmuştur. İlk çocuğu Şirin daha kundaktayken yaşamını yitirmişti. Kırkı çıkmamıştı, çocuğunun hiçbir sağlık sorunu yoktu, ona göre nazardan yaşamını yitirmişti. Bu evlat acısının ardından yine bir çocuğu olmuştu Filiz annenin. Onun da adını Mehmet Şirin koymuştu. Mehmet Şirin yani Mîr Perwer, Filiz annenin ikinci çocuğuydu. Yaşamını yitiren çocuğunun adını sonra doğan çocuğuna vermişti. Sonra 7 çocuğu daha oldu. 5 kızı, 2 de erkek çocuğu vardı. Can isminde bir oğlu daha vardı. Can daha 6 yaşındayken tarlada bir patoza pantolonun paçası dolanır ve altında kalarak can verir. Filiz anne ikinci kez evlat acısı yaşar.

9 yıl yatağa bağımlı kalır

Filiz annenin yaşadıkları bunlarla sınırlı kalmaz. 9 yıl önce eşi ve iki kızı ile yolculuk yaptığı sırada bir kaza geçirir. Hamiledir. Doğumuna kısa süre kalmıştır. O kazada sadece anne Filiz yaralanır. Bu kaza sonrası Filiz annenin tüm vücut fonksiyonları durmuş, felç olmuştur. Bebeği sezaryen ile alınır. Anne Filiz artık yatağa bağımlı bir hayat sürdüğü için annelik görevini Mîr’in eşi Songül üstlenir. O bebeği şimdi 9 yaşında. Mîr Perwer’in eşi Songül’ü annesi ve Mîr’i babası gibi görmüş. Kazadan 8 ay sonra Filiz annenin eşi başka biri ile evlenir ve artık Filiz anneye çocukları bakmaya başlar. 9 yıl boyunca yatağa bağımlı bir şekilde yaşam süren anne Filiz, çocukları ile hayata tutunur. Ama Mîr’in ölümüne ve acısına dayanamaz. Filiz anne üçüncü kez evlat acısı yaşar. Gözünün nuru Paris’in göbeğinde katledilmiştir.

Evlat acısına dayanamaz

Anne Filiz, Mîr’in şahadetinden 3 gün sonra hastaneye kaldırılır. Artık yaşadığı acıya yüreği dayanmaz, her gün Muş’ta hastaneye kaldırılır ve doktorlar çareyi sevk etmekte bulur. 22 gün boyunca hastanelerde yaşam mücadelesi veren anne Filiz, gözünün nuru olan Mîr’in ardından 25 gün sonra yaşam veda ederken Mîr’ine kavuşur. 25 gün içerisinde yan yana iki mezar kazılır. Biri 30’unda toprağa düşen Mîr’in, biri de sevdiceği 46’sındaki annesinin mezarıdır; üzerine Mîr’in 5 yaşındaki çocuğu Ronî’nin ve iki karanfilin konduğu…

Özgür Politika: https://justpaste.it/9q531

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir