Gülcan Dereli/Yeni Yaşam-Yaşama Dair
Yaşam alanlarımızda karşılaştığımız renkler gün içerisinde psikolojimizi de etkiliyor. Renklerin insan davranışını ve psikolojisini etkilediği birçoğumuz tarafından bilinen bir gerçeklik. Hatta yapılan çok sayıda araştırma renklerin gücünün azımsanmayacak büyüklükte olduğunu gösteriyor. Her rengin hem duygusal hem de psikolojik tepkilerle bağlantısını yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Renklerin psikolojimiz üzerindeki etkisini ve anlamını bilmek, renkleri kullanırken önem taşıyor.
Göz mü görür beyin mi?
Işığın yarattığı renk bir çeşit enerji olarak tanımlanır. Bu enerji hem vücut fonksiyonları hem de zihnimizi, duygularımızı etkiler. Görme işleminin temel organı göz olmakla beraber yapılan çalışmalar aslında beynin gördüğünü belirtmektedir. Gözümüze gelen görüntü iki çeşit görme hücresi aracılığı ile taranır. Silindir veya çomak şeklinde olanlar ışığı, koni şeklinde olanlar ise rengi algılar. Gözümüzde 7 milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücre var. Yani, bizim bir renge tepkimiz hem fizyolojik hem psikolojiktir. Hatta psikolojik olarak önemli ölçüde etkilediğine yönelik çok sayıda araştırma yapılmış. Kanada’da bir okulda yapılan deneyde, odaların renk ve ışık düzenlerinin değiştirilmesi ile bazı öğrencilerin zeka düzeylerinin ve disiplin sorunlarının olumlu biçimde etkilendiği tespit edilmiştir.
Psikolojik ve fizyolojik etkisi
Ancak insan gözünün ışık ve rengi algılayan ağ tabakasının görme sinirleri vasıtasıyla bunu beyne ilettikten sonra beyinde nasıl fizyolojik etkiler yarattığını renk bilimciler henüz açıklayamıyor. Yapılan deneylerde, pembe renge bakan kişilerin rahatladıkları, kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak renklere bakanlarda tansiyonun yükseldiği, nabzın ve solunumun hızlandığı, terlemenin çoğaldığı, mavi rengin ise tam tersi etki yarattığı belirlenmiştir. Araştırmalar insanların en çok mavi rengi sevdiklerini, bunu kırmızı ve yeşilin takip ettiğini gösteriyor. Bir binada sarı renge boyanmış bir tavan, odayı daha yüksek, sarı renkli duvarlar ise daha geniş gösterir. Kliniklerin sıcak renklere boyanması, beyaz rengin hastalarda yarattığı hüzün duygusunu azaltır. Ayaküstü hazır yiyecek satan dükkanların duvarları iştah açtıran portakal rengine boyanır. Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Trafik ışıklarında ‘dur’ sinyali olarak kullanılmasının nedeni de böyle açıklanır. Aynı zamanda kırmızı uyarıcı olduğu için dünyadaki gıda firmalarının çoğunun logosu kırmızıdır. Gri, diplomatik ve ağır bir renktir ama hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil ettiği tespiti yapılmış. Devlete ait tüm mekanlarda gri özel olarak tercih edilir.
Siyah konsantre eder
Yeşil doğanın kendisi olarak tanımlanır. Doğal yaşamı temsil eder, yaratıcılığı artırdığı düşünülür. Siyahın, gücü ve tutkuyu temsil ettiği ve hırsın da ifadesi olduğu belirtilir. Batı’da siyah matemi simgelerken, Japonya’da mutluluğun simgesi olarak görülür. Siyahın konsantrasyonu en çok sağlayan renk olduğu; Einstein’ın da konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odada çalışmalarını yaptığı belirtilir.
Mavi huzurun rengi
Sigmund Freud maviyi sakin diye niteler. Mavi, güvenirliği, bilgeliği, sadakati, sakinliği, uyumu, huzuru, sevgiyi ve zekayı temsil eder. Mavinin sakinleştirici bir renk olduğuna yönelik birçok araştırma mevcut. Avrupa ülkelerinde intiharları azaltmak için köprü korkuluklarının maviye boyanmasının sebebinin bu olduğu söylenir. Amerika’da bir ilkokulun duvarlarını beyaz ve portakal renginden maviye çevirmişler, çocukların notlarının yükseldiğini ve yaramazlıklarının azaldığını tespit etmişler. Mavinin en önemli özelliklerinden birisi de çok uzaklardan fark edilebilmesi.
Tedavi şekli olarak kullanılıyor
Birçok eski kültür, kromoterapiyi (renk terapisi) uygulamış ya da insanların iyileştirilmesinde renklerden faydalanmıştır. Kromoterapiye bazen ışık terapisi ya da renk bilimi de denilmekte ve günümüzde de alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.
24 Haziran 2019 https://yeniyasamgazetesi3.com/renklerin-vucudumuza-ve-zihnimize-etkisine-dikkat-gulcan-dereli/