Serhat’ın dağları ihtişamlı, rengi belli

7’den 70’e tabiri burada karşılık buluyor. Yolda dikkatimi çeken bir anneyi İsmail Beşikçi Caddesi’ndeki etkinliğin yapıldığı yerde görüyorum. 85 yaşında, elinde bastonuyla geliyor. Oruçlu haliyle karşılamaya gelmiş Fatma Ezer, Kürtçe kısa bir sohbet yapıyoruz: “Ben bu yaşta partim için geldim, siz de sahip çıkın. Her bijî Apo.”

93 yaşındaki Yılmaz Baycan ile sohbet ediyoruz. Sözleri insanın içini acıtıyor ama toprağına olan aşkı insana ders verir nitelikte. “Topraklarımda ölmek için dönüp geldim” diyor. Ağrı İsyanı’nın öncülerinden Biroyê Heskê Têlî’nin torunu olan Apê Yılmaz, “Bu ülkeyi Tayyip batırdı. Kürt’ü yok saydılar. Erdoğan’ın söylediklerinin hepsi yalan hikaye, uydurma” diyor.

Dedeleri Zilan’da katledilen Zilanlı İslam Bozkaya ile konuşuyoruz. Bozkaya, “Bu milletin rengi belli… 7 Haziran seçimlerinde 7 milletvekili çıkarmıştık, 14 Mayıs seçimlerinde de 8 milletvekili çıkarmayı düşünüyoruz. Çünkü millet bu iktidardan bıkmış. Kürt düşmanlığı, Kürt istememezliği… Yeter” diyor.

Seçim izlenimleri için geldiğim Serhat’ta, seçim çalışmalarının zamanı Ramazan orucuna göre ayarlanmış. Herkes oruçlu olduğu için gündüz çalışmalarında buluşmalar daha kısa tutuluyor. Karınlar aç olsa da ilgi çok yoğun. Seçim çalışmalarının önemli bir bölümü iftar ve teravih namazının sonrası da devam ediyor. Yeşil Sol Parti’nin Serhat turunda ikinci gün Van’ın Erciş ilçesindeyiz. Burası en büyük Kürt katliamlardan birinin yaşandığı yer. Zilan Katliamı’ndan bahsediyorum. 13 Temmuz 1930 tarihinde resmi kayıtlar her ne kadar 10 bin kişinin katledildiğini belirtse de bu rakamın gerçeği yansıtmadığını yapılan araştırılmalar ortaya koyuyor. Komkujiya Geliyê Zîlan. En az 30 bin Kürdün katledildiği kaydediliyor. Zilan Deresi’de, bu yüzden su yerine kan akıyor. Katledilip dereye atılanların kanı, dağların arasında kıvrıla kıvrıla Kurdistan boyunca uzanır. Yakın zamanda suların çekilmesiyle o kanı akanların kemikleri ortaya çıkmıştı.

Erciş’te burukluk var

Bu kısa hatırlatmanın ardından seçim bürosuna dönelim. Erciş’te seçim bürosunun önünde yerimi alıyorum ancak hiç kadın yok. Dışarıda, içeride yaklaşık 300 kişi var ama gözlerim kadınları arıyor. Bu duruma şaşırıyorum çünkü daha önce haber için geldiğimde kadınların çalışmalarda aktif yer aldığına tanık olmuştum. Yanımdaki gazeteci arkadaşıma hiç kadın yok niye acaba diye soruyorum. O da espirili şekilde sen varsın işte diyor ama ilçedeki kadınların görünmese de mücadeleci olduğuna ve aktif çalıştığına vurgu yapıyor.
Heyet gelmek üzere ve karşılama için herkes hazırlıkları tamamlamış ama bir yas havası var. Tam böyle düşünürken daha önce röportaj yaptığım bir kişi geldi ve selamlaştık. Taziyeye gidecek misin diye sordu, çatışma yaşanmış bir gerilla yaşamını yitirmişti. Onun taziyesinden dolayı da insanlarda bir burukluk hakimdi. Heyet müzik ve anons eşliğinde gelirken taziye haberini alınca hemen müzik ve anonslara son veriliyor. Ve o sırada dakikalarca gözlerimle aradığım kadınları görüyorum. Nereden geldiklerini görmedim, kalabalık bir grup kadın heyetin gelmesiyle alandaki yerini aldı. Kadın olarak içime su serpildi desem yanlış olmaz sanırım. Sessizlik hakim. Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Özlem Gümüştaş ve milletvekili adayları halkı selamlıyor. Uçar’ın konuşmasıyla kadınlar hep bir ağızdan başlıyor “Jin, Jiyan, Azadî” demeye.

AKP iktidarını istemiyoruz

Dedeleri Zilan’da katledilen Zilanlı İslam Bozkaya ile konuşuyoruz. Bozkaya, “Bu milletin rengi belli… 7 Haziran seçimlerinde 7 milletvekili çıkarmıştık, 14 Mayıs seçimlerinde de 8 milletvekili çıkarmayı düşünüyoruz. Çünkü millet bu iktidardan bıkmış. Kürt düşmanlığı, Kürt istememezliği…” diyor. Gurbete gidip inşaatlarda çalışan Bozkaya, oyunu kullanabilmek için işini ertelediğini söylüyor. Nedenini de şöyle açıklıyor: “Çünkü bu oy bizim için bir şeref, bir namus. Herkesin kullanmasını isterim. AKP iktidarını artık istemiyoruz. Artık bir değişiklik olsun. 20 senedir bir Kürt düşmanlığı var. Kürtlere kan kusturmaya çalışıyorlar. Daha çok çalışmalıyız. AKP’yi bir an önce göndermeliyiz. En üst seviyede çalışmamız lazım. İkna kabiliyeti olan arkadaşlar daha çok çalışmalı. Sandıklara sahip çıkmalıyız. Her bijî HDP, Her bijî Yeşil Sol. Kazanacağız.”

Adım adım coşku da artıyor

Yoğun bir tempo ile hareket ediliyor. Gidilen her durakta insanları kırmayan adaylar, mümkün oldukça her uzatılan ele karşılık veriyor. Ancak gitme vakti gelip çatıyor. Yönümüzü Doğubeyazıt’a çeviriyoruz. Yol boyunca Serhat’ın ihtişamlı dağlarına bakmaktan kendimi alamıyorum. Dağların tepesinde kar var ama etekleri yeşilin en güzel rengine bürünmüş. İlk kez buraları görmenin mutluluğu ile dağları seyrederken bir dağ var ki görür görmez vuruluyorum. Biri büyük, hemen yanında da küçük bir dağ yan yana duruyor. Gittikçe yakınlaşıyoruz ve belirince hemen arkadaşlarım bana tanıtıyorlar: “Bunlar büyük ve küçük Ağrı Dağı” diyor. Ne çok güzellikleri var bu toprakların diyorum. Ve ilçe göründü, o anda büyük bir kalabalık konvoy heyeti karşılamak için çoktan yerini almış bekliyor. Seçim aracı ve davul zurna eşliğinde halay çekiliyor. Hemen araçlardan iniliyor ve buradaki karşılama tamamlandıktan sonra seçim bürosunun bulunduğu yere gidiliyor. Böyle ilerledikçe adım adım coşku da artıyor. İnsanı hemen içine çekiveren bir atmosfer oluşuyor. Pencerelerden, balkonlardan, dükkanını bırakamayan esnaflar konvoyu zafer işareti, alkışlarla karşılıyor. Çocuklar konvoyla birlikte koşturuyor ellerindeki Yeşil Sol bayraklarıyla.

Partim için geldim siz de sahip çıkın

7’den 70’e tabiri burada karşılık buluyor. Yolda dikkatimi çeken bir anneyi İsmail Beşikçi Caddesi’ndeki etkinliğin yapıldığı yerde görüyorum. 85 yaşında, elinde bastonuyla yavaş yavaş yürüyerek geliyor. Oruçlu haliyle karşılamaya gelmiş Fatma Ezer, Kürtçe kısa bir sohbet yapıyoruz: “Ben bu yaşta partim için geldim, siz de sahip çıkın. Partimizi Allah korusun. Her bijî Apo.” Burada bir kez daha insanların kurduğu bağın seçmen ilişkisi olmadığına tanık oluyorum.

Çocuk yaşlarında olan Muhammet, simit sattığı el arabasını bayraklarla süslemiş. O da, “Doğubeyazıt’ta Yeşil Sol Parti kazanacak” diyor.

Yanında 13 yaşlarındaki Barış davul, kendisi de zurna çalan Mehmet, adayları karşılamaya gelmekten çok mutlu olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Oylar bizim, çalışıyoruz. Halk partisine sahip çıksın. Halk bir davul zurna sesi duyunca coşuyor.”

Halkın partisini güzel karşıladığını söyleyen gençlerden Mehmet, “Heyecanımız var. Oy bizimdir, herkes partiye sahip çıksın. Bütün gün seçim bürolarını dolaşıyoruz. Halk gittikçe coşuyor” diyerek çağrı yapıyor.

İşbirlikçilere çağrı var

Mustafa Özer, işbirlikçi Kürtlere öfkeli, onlara sesliyor: “Dilerim halkına ihanet eden perişan olsun. Pişman olurlarsa partimiz ve bu yurtsever halk onları affederiz. Vicdan ve değerlerine sahip çıksınlar. Bu yanlıştan dönsünler. Gerçi onlar vicdandan yoksun kimselerdir ancak az da olsa vicdanları varsa dönsünler, onlara sesleniyoruz yanlıştan dönsünler, gelsinler.”

Çocukların da söyleyecekleri var elbet, 10 yaşlarında olan Servet: “Herkes coşuyor abla, ben bu durumdan çok mutluyum. Büyüklerimiz bizim geleceğimize sahip çıksın, sandığa gitsinler” diyor.

67 yaşındaki Cesim Toğrul, Kürt halkının bu seçimi kazanacağına olan inancının büyük olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Bu seçimi kazanacağız. Herkes gidip oyunu kullansın. Allah yardımcımız olsun.”

Kürtler devamke…

7 çocuk annesi Elvan, çocuğuyla alanda yerini almış. Yüzünden mutluluk ve dik bir duruş yansıyor. Tüm coşkusuyla, “Oyum Yeşil Sol Parti’ye. Yaşasın özgürlük, yaşasın özgürlük. Bu seçimi kazanacağız. Çocuklarımız için Cumhurbaşkanı oyumuz Kılıçdaroğlu’na, milletvekili oyumuz Yeşil Sol Parti’ye. Ölene kadar Kürdüz.” Erdoğan’ın canlı yayında söylediği sözleri anımsatan Elvan, “Erdoğan canlı yayında bize terörist diyor” dedikten sonra araya yaşlı bir amca giriyor ve “Onun babası teröristtir” diyor. Erdoğan’ın Kürt halkına yaptığı muameleyi kabul etmediğini söyleyen Elvan, “Ben Kürdüm. Terörist olarak görüyorlarsa teröristim. Benim 7 çocuğum var ve Kürt halkına da sesleniyorum: devamke, devamke, devamke. Bazı Kürtler kameranın önüne çıkıp açıklama yapmaya korkuyor. Kelepçelenip cezaevine atılacağından korkuyor. Ben korkmuyorum” diyor.

Burası Kurdistan’dır

93 yaşındaki Yılmaz Baycan ile sohbet ediyoruz. Sözleri insanın içini acıtıyor ama toprağına olan aşkı insana ders verir nitelikte. “Ben bu topraklarda doğdum, çok yere gittim, şimdi ise doğduğum topraklarda ölmek için buraya geldim” diyor. Dedesi Ağrı İsyanı’nda yer alan öncülerden biri olan Biroyê Heskê Têlî. Bir yandan davul zurna, bir yandan müzik ve bir yandan da halkın coşkusu var. Tam bu sırada konuşuyoruz Apê Yılmaz ile: “Ben 1938’de burada doğdum. Ermeniler buraya geldiği zaman. Babam anlatıyordu bize. Biroyê Heskê Têlî annemin babasıdır. Dedem Ermenileri saklamış. Biz Ermenilerle kardeş gibi geçiniyorduk. Ermeniler dört dörtlük bir millettir. Burası Kurdistandır. Bu bölge Kürtlerin ve Ermenilerindir. ”

Tek adam batırdı Türkiye’yi

Apê Yılmaz, sözü bırakıyorum: “Ben ezelden beri Kürt partisini tutarım. Bazid’te çalışmalar çok iyi gidiyor. Bütün vekilleri biz çıkaracağız. Herkes vicdanına göre oyunu kullansın. Tek adam batırdı Türkiye’yi. Vallahi batırdı. Tayyip başa geldiğinde dedik belki insanları kardeş yapar. Fakat o geldi daha da beter oldu. AKP de öyle, CHP de öyle. Yanlış yaptılar. Kürdü yok saydılar. Yazık ettiler Türkiye’ye. Türkiye dünyanın ortasında. Biz Almanya’yı geçmiştik. Bu ülkeyi Tayyip batırdı. Cahildirler. Bir çobana kurban olurum. Bir çobana 500 koyun emanet ediyorsun namuslu olduğu için yola getiriyor. Bunlar Türkiye’yi yola getiremediler, batırdılar kızım. 93 yaşındayım her şeyi gördüm. Öyle bir huzurumuz vardı ki, bu Tayyip geldi her şeyi bozdu. Herkesi birbirine düşman etti. Polisler, askerler bize düşman gözü ile bakıyor. Ben iki kere hacca gitmişim. Erdoğan’ın söylediklerinin hepsi yalan hikaye, uydurma. Soğanın kilosu 30 lira kızım. Kimse et yiyemiyor. Türkiye’de adam yok ki Türkiye’yi yönetsin.”

Bê Serok Jiyan Nabe

Yönümüzü günün son durağı olan Ağrı’ya çeviriyoruz. Bu nasıl bir güzellik diyor insan. Yol boyunca dağları seyretmekten kendimi alamıyorum. Bitmesin istiyorum ama bitiyor, yine büyük bir coşku ile karşılama yapılıyor. Geçiş güzergahında halk resmen duygularıyla konvoydakileri kucaklıyor. Nasıl anlatılır ki halkın sevgisi… Ve seçim bürosunun olduğu yere varıyoruz. Ağrı seçim bürosun olduğu Eski Van Caddesi’nde adım atacak yer kalmadı. “Direne direne kazanacağız, Bê Serok Jiyan Nabe, Bijî Serok Apo” sloganları ve ıslıklar susmuyor. Selamlamanın ardından yürüyüş yapılıyor. Burada kitle giderek kalabalıklaşıyor. “Ağrı faşizme mezar olacak.” Seçim müziğin sesini duyan çocuklar zafer işaretleriyle koşa koşa geliyor. Yürüyüşte heyet halkı selamlarken halk da büyük bir coşkuyla karşılık veriyor. Esnaf dükkanını bırakamadığı için yürüyüşe zafer işaretleri ve selamlarla destek oluyor.

Partimiz kime oy verin derse ona vereceğiz

14 yaşlarında olan Sametcan’ın büyüklerine çağrısı var, bu sese kulak verilmez mi: “Abla sonuna kadar HDP’nin arkasındayız. Herkes Yeşil Sol parti için bizim geleceğimiz için sandığa gitsin.” Bir genç yanıma yaklaşıyor beni de çek diyor. O genç Oğuz Ayhan. Kürt halkının iradesine sahip çıkacağını Oğuz’un sözlerinden de anlıyoruz: Partimiz kime oy verin derse ona oy vereceğiz. Ağrı 4 sıfır yapacak.” Bir anda çevremi gençler sarıyor. Orhan, Serhat ve Taylan aynı anda: “Biz kazanacağız ve 4 te 4 yapacağız.”

Başka bir Ağrılı genç ise: “Abla gençliğin anasını ağlattılar. Okumak istedim ama çalışmak zorunda kaldım ve okulu bıraktım. Gençlerinin önü kapatıldı. Bunun sebebi de baştakilerdir. Baştakilerin gitmesi için ölümüne oyumuzu Yeşil Sol’a vereceğiz.”

İsmini vermek istemeyen Ağrılı, “Savcı Sayan gideli yıllar oldu. Savcı’yı koyacak yer bulamadılar İzmir’den 8. sıraya attılar. Hayallerle yaşıyorlar. Ağrı’da belediye kendi yandaşlarına maaşını veriyorlar ama yandaşı olmayanlar 4 aydır maaş alamıyor. 60 işçi aldı götürdü kendine saray yaptı burada. Hem o işçilerin hakkını hem de Kürt halkının hakkını onun yanına bırakmayacağız” diyor.

https://justpaste.it/bg4ol

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir