Abdulkadir Kuday

Hasta tutsakların ‘Serhildan’ı

Metris’te bir hücrede üç kişi. Birinin iki eli yok, biri tekerlekli sandalyeye mahkum felçli, biri de ALS hastası, yatağa bağımlı. Yıllardır birbirlerinin elleri, ayakları, gözleri olan bu üç tutsaktan Serdal Yıldırım tahliye edildi. Soluğu tekerlekli sandalyeye bağımlı Serdal’ın yanında alıyorum. Daha ilk anda yeni bir şey öğreniyorum. Serdal’ın gerçek ismi Serhildan. Serhildan iki zıt duyguyu […]

Hasta tutsakların ‘Serhildan’ı Read More »

Kuday hücrelerine kadar direniyor

Tekirdağ Cezaevi’nde bir spor etkinliğinde sağ ayağım kırıldı, hastanede bel fıtığı teşhisi ile ameliyat edildim. Bu ameliyattan sonra her iki ayağım tutmaz oldu ve sağlık durumum daha da kötüleşti. Bunun sonucunda kısmi felç geçirdim. Tekrar götürüldüğüm hastanede bel fıtığı olmadığı, teşhisin ve ameliyatın yanlış olduğu, ALS hastası olduğum ortaya çıktı. Ben büyük oranda yatağa bağımlı,

Kuday hücrelerine kadar direniyor Read More »

Birbirimizin kolu, bacağı ve gözleri olduk

Mahmut Oktay adında bir arkadaşımızın buraya getirildiğini duyduk. Tek başına bir koğuşa koymuşlardı. Mahmut arkadaş tamamen yatağa bağımlı olmanın yanı sıra çenesi, damağı ve dişleri aldığı yaradan dolayı parçalandığı için konuşamıyordu. Sürekli bir uğraş halindeydik. Bu çabalarımız buranın 1. Müdürü olan Yusuf Kafadar’ı kızdırmıştı… Kuşkusuz sağlık durumlarımız birçok konuda zorlanmamıza neden oluyor. Ancak bizi ayakta

Birbirimizin kolu, bacağı ve gözleri olduk Read More »

Moral yaralarımıza iyi geldi…

Her günümüz fedakarlıklarla dolu anılarla geçti. Açlık grevimiz normal koşullarda olmadı, öyle ki bir limonu kesip, şerbet yapabilecek durumda bile değildik. Felçli arkadaşlarımızın kasları erimiş, bedenlerinde yatak yaraları oluşmuştu. Ama o pis kokulu dar hücrelerden çıkmış ve artık birbirimizin yaralarını sarma imkanımız da vardı. Moral, sağlığımıza da iyi geldi… Menemen’de ırkçı saldırıların birçok türünü görüp

Moral yaralarımıza iyi geldi… Read More »

Ruhumuzu öldüreceklerdi, direndik…

2016’da İzmir Menemen R Tipi Cezaevi’ne sürgün edildim. Uzun bir Ring yolculuğundan sonra hiçbir arkadaşımın bulunmadığı bu cezaevinde boş bir blokta, kötü durumda olan tek kişilik hücreye konuldum. Tüm haklarım askıya alınmıştı. Hedefleri belliydi; beni ayakta tutan bütün değerleri alacak, ruhumu öldüreceklerdi. Açlık grevine başladım… İlkin tektim. Önce ağır yaraları olan Sibel arkadaşı getirdiler. Sonra

Ruhumuzu öldüreceklerdi, direndik… Read More »

Elleri, ayakları yok ama büyük yürekleri var

Üç hasta tutsak… Metris R Tipi’nde. Abdulkadir Kuday, tekerlekli sandalyede 40 kiloya düşmüş. Serdal Yıldırım tekerlekli sandalyede… Ergin Aktaş, o ayakta, ancak onun da iki eli yok. Bu birbirinin eli ve ayağı olan üç tutsağa durumlarını sordum. Aldığım cevaplar işte hasta tutsakların cezaevi güncesi oldu. Cezaevleri kanayan yara denir ya o bir benzetme değil gerçek.

Elleri, ayakları yok ama büyük yürekleri var Read More »

Abdulkadir Kuday’ın davası: Bir Mazlum İçli vakası daha

Yaşamını yitirenlerden kimi verilere göre 37, kimi verilere göre ise çok daha fazlası HDP’lidir. Peki buna rağmen katledilen HDP’lilere dair bir dava var mı? Bölgeye gittik, onlarca aile ve tanıklarla konuştuk; şimdiye kadar açılan tek bir dava yok. Kurbanlar fail, failler kurban oldu. Yargılanması gerekenler yargılıyor, yargılaması gerekenler yargılanıyor! Kerem Karaaslan, evinin önünde otururken bir

Abdulkadir Kuday’ın davası: Bir Mazlum İçli vakası daha Read More »