Vicdan insanın tanrısıdır!

Şengal’de gerçekleşen soykırım lanetinin ortakları çoktur. Cehennem zebanileri başroldedir, dünya seyircidir, Kürt deyişindeki gibi ağacın kurdu da kendi içindedir, KDP lanete ortak olmuştur. Kaçmıştır. Onbinlerce Êzîdî, modern dünyanın gözü önünde kadın çocuk yaşlı demeden katledilir. Kaçırılır. Köle pazarlarında satılır. Hala soykırım lanetinin yaralarını yaşayan yüzlerce hikaye yazılmayı bekliyor. Onlardan bir de Xezal’in hikayesidir.

‘Lizbon’dan Kürt kadınlarına spas: İlham kaynağısınız
Itziar Ituño Martínez, Bask Ülkesi’nin dünyaca tanınmış bir sanatçısı. Bir zamanlar dünyada fırtına koparan La casa de papel dizisinde Lizbon karakteriyle herkes tanıdı Itziar’ı ama aslında o çok önceden anadili Baskça ile çekilen ve Oscar adayı olan bir filmde başrol oynadı. Hem ülkesi Bask’ta hem de İspanya’da tanınan biri oyuncuydu. Itziar, dünyaca tanınmış popüler oyunculardan farklı bir hikaye yazıyor. Kadın mücadelesine, Bask Ülkesi’nin yaralarına, anadiline, Kürt kadınlarının mücadelesine karşı duyarlı, kapitalizmin kemiren düzenine karşı da öfkeli. Sıcak, içten, samimi ve duyarlı… Itziar’dan Kürt Ülkesi’ne selamlarla…

Bir ülkeyi anlamak istiyorsanız cezaevlerine bakacaksınız denir. Doğrudur, cezaevleri çoğunlukla o ülkenin aynasıdır. Türkiye’de daha çok öyledir. Burada egemenlerin hukuku bile kağıt parçasıdır. Soğuk ve gaddar bir mekanizma işler. Hele bir de Kürt ve hasta tutsak iseniz bu daha da böyledir. Hasta tutsakların durumunu merak ederken, onların güncesine, anı anına yaşadıklarına, yitirdiklerine, hikayeleri birbirine karışanlara, kan kardeşi, can yoldaşı olanlara, bedeninin zorluklarıyla uğraşırken tutundukları o büyülü maneviyata şahit oldum.

Japonya’da ‘Welatêminê Piçûk’
Japonya’da yaşayan Kürtlerin günlük yaşamlarını 17 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatan ‘Welatêminê Piçûk’ filminin yönetmeni Emma Kawawada ile konuştuk: Ben Kürtleri sadece fotoğraflardan tanımıştım ama ilk yüz yüze tanışmamda beni çok sıcak karşıladılar. Ben Kürtlerin kültürünü, yaşamlarını, yaşadıkları problemleri ve Kürtlerin mücadelesini de sinemaya aktarma fikri ile yola çıktım. Bu şekilde bu film yaptık.

Edip Solmaz ve zamanın ruhu
Solmaz’ın belediye başkanlığı adaylığında kullandığı simge de bir o kadar çok şey anlatır… Bir ağaç… Yaşam ağacı… Kökleri derinlerde ancak henüz yeşerememiş bir ağaç. O ağaç bugün milyonların altında toplandığı bir ağaç...Edip Solmaz, sadece 28 gün belediye başkanlığı yaptı. Daha 27 yaşındaydı. 12 Kasım 1979’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Edip Solmaz, Batman’da devletin ilk “faili meçhul” cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Bugün Solmaz’ı konuşuyorsak, o fotoğraftaki adanmış, kararlı, mütevazi, masum, halkının yarasını dert edinen o gözlere tekrar tekrar bakmalıyız.
FOTOĞRAF

3 Ağustos 2014 Êzidî Soykırımı
21. yüzyılın bu modern çağında dünyanın gözleri önünde hepimiz bir soykırıma şahitlik ettik. Şengal’den Êzidî Soykırımı’ndan bahsediyorum. Êzidîler, kimi kaynaklara göre 73, kimi kaynaklara göre ise tam 74 ferman yaşadı. Soykırım diyorum çünkü katliam ötesi bir vahşet yaşadı Êzidîler. Ve yeni bir soykırımın ayak sesleri geliyor. Üstelik bu soykırımın başrolünde Êzidîlere ‘biz sizi koruruz’ diyen yapı bulunuyor.