Av. Dr. Dilek Ekmekçi ile mafya, futbol, Fatih Terim fonu, fuhuş, kokain ve sanal medya fenomenlerinin başdöndüren ağını konuştuk:
İnan Kıraç -ki avukatı Hablemitoğlu cinayeti sanığı Levent Göktaş- Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı Şenkal Atasagun, Fatih Terim’in kankası Mehmet Ağar. Melih Gökçek de oğlu Ahmet Gökçek’e Osmanlıspor’u almış bir isim. Şunu sorgulamak lazım. Taraftarsız İstanbul kulüpleri nasıl çoğaldı? Bu paraların kaynağı ne? Amaç karapara aklamak mı, şike mi, bahis mi?
Şahsi fikrim Fatih Terim fonu olayının Seçil Erzan’ın üzerine yıkılıp geçilecek basit bir dolandırıcılık olmadığı yönünde. Örgütlü suç savcısı Ebru Baran Celep örgütten dava açmıyor. Savcı önceden Trabzon’da görev yapmış, içinde 30 kilo eroin yakalanan araca arama emri vermediği için soruşturma geçirmiş, Merdan Yanardağ’ı da tutuklamaya sevk eden aynı savcı.
Ben Dilan Polat adını ilk bu olaylarla duydum. Ancak benim dikkatimi çeken işin dönüp dolaşıp, karaparaya, kokain hattı illerine, yasaklı madde sektörüne dayanması. Ayrıca benim bütün fuhuş, yasaklı madde organize suç ağına vakıf olmama kumpaslarıyla vesile olan emniyet müdürü Koray Öner’in kayınçosu Kubilay Selışık da kozmetik sektöründe
Yerli ve milli mafyanın fuhuş, kokain, karapara aklama hatlarının uzandığı alanlardan biri de futbol ve sanal medya fenomenleri. Fatih Terim fonu üzerinden patlak veren futboldaki hadiseler, şike, kara para aklama, bahis baronları ve Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakeme yumruk atmasıyla yeni boyutlara evrildi. Futbol-mafya ilişkilerine yeni çağın sanal medya fenomenleri eşlik etti. Dilan Polat ve birçok fenomenin dudak uçuklatan kaynağı belirsiz servetleri, güzellik ve kozmetik sektörünün görünmeyen başka yüzleri olduğunu ortaya koydu. Titizliği ve araştırmalarıyla devlet yurtlarındaki kızların emniyet müdürleri bağlantılı çeteler tarafından fuhuşa sürüklendiğini ifşa eden ceza hukukçusu Av. Dr. Dilek Ekmekçi, bu konuda da dikkatle izlenmesi gereken ilişkiler ağına işaret ediyor. Ekmekçi ile söyleşimizin ikinci ve son bölümünde futbol-mafya-fenomenler ağını konuştuk.
Son günlerde futbol dünyasında yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Fatih Terim fonu olayı, Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakeme yumruk atıp tutuklanması, şike, yasa dışı bahis, karapara aklama iddiaları? Bütün bunlar bizlere ne anlatıyor?
Bakın ben yaz döneminden beri Galatasaray bağlantılı isimlerin tacizi altındayım. Çünkü çete kendisine bir cismin yaklaştığını biliyordu. Son birkaç ay içerisinde Galatasaray yöneticisi avukat Rezan Epözdemir’in yanında yetişmiş, babası Balyoz davası sanığı bir avukat Twitter’da beni hedef gösterdi mesela, üstüne Fatih Terim’in avukatı, Fatih Terim fonu sanığı Seçil Erzan’ın eski nişanlısı avukat Candaş Gürol, amiral Cihat Yaycı vekili olarak bana kumpas dava açtırdı, yakalama çıkarttırdı. Cihat Yaycı Elazığlı Mehmet Ağar’ın hemşehrisi, Koray Öner’in 15 Temmuz gecesi telefon ekürisi, Candaş Gürol Samsunlu, Samsun-Mersin kokain hattında çok önemli iller bunlar. Tüm bu ilişkileri, bu tacizleri, bu kumpasları ben tesadüfle açıklayamıyorum.
Ben fanatik Galatasaraylı bir insanım. Galatasaray Üniversitesi’nde kamu hukuku yüksek lisans ve doktora mezunuyum. İnan Kıraç’ın elini bizzat sıkmışlığım var ama artık gerçekleri konuşmamız lazım. İnan Kıraç -ki avukatı Hablemitoğlu cinayeti sanığı Levent Göktaş malum- Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı Şenkal Atasagun, Fatih Terim’in kankası Mehmet Ağar. Bu isimlerin hepsi Galatasaraylı ve hiyerarşik ilişkiler içerisinde karanlıklar işler çevirdikleri şüphesi uyandıran çok şey kamuoyu gündeminde. Bakın Faruk Koca’nın da Galatasaray Kongre üyesi olduğu iddia edildi ancak hemen yalanlandı. Pendikspor ve Eyüpspor’un başkanı Galatasaray Kongre üyesi, 4.9 ton kokainin sanığı Galatasaraylı. Türk futbolunun lokomotifi Galatasaray olduğu gibi, Türk mafyasının lokomotifi de Galatasaray mı diye sormak lazım? Melih Gökçek de oğlu Ahmet Gökçek’e Osmanlıspor’u almış bir isim. Bir de şunu sorgulamak lazım. Taraftarsız İstanbul kulüpleri nasıl süper ligde, 1 ligde çoğaldı. Bu paraların kaynağı nereden geliyor? Amaç karapara aklamak mı, şike mi, bahis mi?
Şahsi fikrim Fatih Terim fonu olayının Seçil Erzan’ın üzerine yıkılıp geçilecek basit bir dolandırıcılık olmadığı yönünde. Örgütlü suç savcısı Ebru Baran Celep örgütten dava açmıyor. Savcı önceden Trabzon’da görev yapmış, içinde 30 kilo eroin yakalanan araca arama emri vermediği için soruşturma geçirmiş, Merdan Yanardağ’ı da tutuklamaya sevk eden aynı savcı. Nedense Fatih Terim, Candaş Gürol gibi isimler iddianamede bile yeterince yer almıyor. Oysa bu tarz davalarda mağdur veya tanık olanlar çok kolaylıkla sanık haline gelebilir. Çok şüpheli durumlar var, sonuna kadar üzerine gidilmeli.
Biraz açar mısın?
Faruk Koca’ya gelirsek İran ile Hakan Fidan ile ilişkileri kamuoyuna yansıdı. Faruk Koca’nın da adı ABB adaylığı için geçiyordu ancak yalan oldu, iyi oldu. Faruk Koca kısa bir süre önce Ankaragücü yönetim kurulu üyesi Levent Onuk ile beraber Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’i ziyaret etmişti. Engin Dinç malum Koray Öner’e çok yakın, Milli Damarcı olarak anılan ve bagajı çok dolu bir isim. Levent Onuk ise 10 sene önce dükkan kirasını zor ödeyen elektrikçi bir esnafken, şu anda elektrik, enerji ve inşaat sektörlerinden milyonlarca dolar kazanan, Koray Öner’in, dolayısıyla Mehmet Ağar’ın kasası bir isim. Bu konu iyice medyaya yansıdığından ve Ağustos 2022’ye kadar şirket merkezi Sedat Peker’in fuhuş ve uyuşturucu ifşasına konu olan Çukurambar Green Park Otel’in karşısındaki Green Office binası olan Eman Ege şirketi üzerinden vurgun yaptıkları için, Aydın-Mersin çöplerinden elektrik üreterek, tek yatırım yapmadan her ay milyon dolarlar götürdükleri için, Ağar’ın “kızım” dediği, avukatı Levent Göktaş olan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu da savcılığa beni şikayet etti mesela. Bu ilişkiler sebebiyle CHP’den tekrar aday gösterilmeyecek gibi görünüyor. Şunu da ekleyeyim Levent Onuk da Samsunlu. Levent Onuk’ın inşaat işlerinde bir ortağı daha var Altaşlar Elektrik, Vedat Altaş. Vedat Altaş iddiaya göre “Fetö”den yargılanmış. Kendi isteğiyle emekli olmuş bir polis. Yalıkavak Marina’yla, Securitas şirketiyle de ilişkileri var. Faruk Koca da malum inşaat sektöründe ve Ankara Balalı, Koray Öner Konya Kululu, bunlar komşu ilçeler. Koray Öner’in ayrıca Bala’da arsası olduğu iddia ediliyor. Yenimahalle’de 800 dönüm arazisi olduğu ise mahkeme evraklarına girdi. Bir emniyet müdürü böyle devasa bir serveti nasıl edinir?
Koray Öner’in etrafında olan yasa dışı servetiyle ve futbolla bağlantılı tek isim Levent Onuk değil bu arada. Koray Öner’in beraber emniyet istihbarat mahzeninde devletin parasıyla ve elektrik faturalarını bile devlete ödeterek Bitcoin çiftliği kurup vurgun yaptığı söylenen, Trabzon merkezli 400 milyon TL’lik saadet zinciri vurgunu sebebiyle gözaltına alınıp, adli kontrolle serbest bırakılan Aksaraylı, siberci ve istihbaratçı emniyet müdürü Kerim Altıay bunların başında geliyor. Kerim Altıay Türkiye Futbol Federasyonu Temsilciler Kurulu üyesiydi. Bu skandallar, suçlar patlayınca Aralık 2021’de istifa etti.
Önceki röportajımızda size Ankara Adliyesi merkezli kurulan kumpaslardan söz ederken, Ankara’da asliye ceza hakimi olan bir Aksaraylı hakimden de söz etmiştiniz. Seyhan Aksar Orkun, kardeşi Tarık Aksar da Ümraniyespor Başkanı’ydı sanırım?
Evet ama deşifre olunca kenara alındılar. Zaten Süleyman Soylu’ya, MHP’ye yakın isimler. Seyhan Aksar Orkun müstemir yetkisi olmadan, genel yetki ile 2 yıl kadar oluyor kızak göreve çekildi, yani hakim ama herhangi bir mahkemede görevli değil. Tarık Aksar da yaklaşan cismi görmüş olmalı ki Ağustos 2023’te 4 yıldır sürdürdüğü Ümraniyespor Başkanlığı’nı bıraktı. Futbol gündeme gelince, şike, yasadışı bahis gündeme gelince, aylar önceki son röportajımızı alıntı yaptığım tweetime de sanırım Seyhan Aksar Orkun erişim engellemesi kararı aldırmış. Tabii Twitter bunları uygulamıyor. Ancak rahatsızlık ve paniği göstermesi açısından önemli.
Fenomenler, Dilan Polat gibi isimler, kozmetik sektörü, güzellik merkezleri bu ilişkilerin neresinde? Bu konuda bize verebileceğiniz yeni bilgiler var mı?
Dilan Polat olayını ben de herkes kadar sosyal medyadan, medyadan takip edebildim. Böyle bir profilin milyonlarca takipçisi varmış instagramda. Ben Dilan Polat adını ilk bu olaylarla duydum. Bu aslında Türkiye açısından korkunç bir sosyolojik tabloyu özetliyor. Ancak benim dikkatimi çeken işin dönüp dolaşıp, karaparaya, kokain hattı illerine, yasaklı madde sektörüne dayanması. Şöyle ki Dilan Polat’ın avukatlarından Osman Eryiğit Niğdeli, Niğde Barosu’na kayıtlı, bakın bu olaydaki en önemli detaylardan biri bu olabilir. Çünkü Niğde Mersin-Samsun kokain hattı illerinden. Sinan Ateş cinayetiyle anılan MHP önceki dönem Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un Niğdeli olması, Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında şüphelileri tahliye etmesi karşılığı MHP’nin Yargıtay üyeliği vadettiği iddia edilen Ankara C. Başsavcı vekillerinden Ahmet Altun’un Niğdeli olması tesadüf olabilir mi? Aynı şekilde ilişkiler Veysel Şahin, Galip Öztürk gibi isimlere uzanıyor. Galip Öztürk Gürcistan’da kokain tutuklusu, Türkiye’den cinayet hükümlüsü olduğu için firar etmiş, Samsunlu bir isim. Maalesef halen görevde olan Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’le, eski Samsun Adalet Komisyonu Başkanı’yla son derece samimi ilişkisi olan Ağar ve kokain networkünün en önemli isimlerinden biri. Bu üreme fetişisti, cahil ve kriminal şahsın adı yine Mehmet Ağar’ın güçlü olduğu Beykoz’da Aile Bakanlığı’na bağlı bir sevgi evine, yetiştirme yurduna verilmiş. O yurtla ilgili de olumsuz iddialar, haberler medyaya yansımıştı. İlişkilerin boyutunu ve birbirine nasıl bağlandığını görebiliyor musunuz?
Ayrıca benim bütün fuhuş, yasaklı madde organize suç ağına vakıf olmama kumpaslarıyla vesile olan emniyet müdürü Koray Öner’in kayınçosu, eşi Nurgül Öner’in kardeşi Kubilay Selışık da kozmetik sektöründe, yine Mersin-Samsun kokain hattının önemli illerinden olan Çorumlu mühendis, akademisyen ve iş insanı, önceki CHP il başkanının oğlu Ender Suvacı ile Eckotec ve Entecno isimli İngiltere bağlantılı şirketleri var. Ender Suvacı “Toz Sihirbazı” olarak medyada haber olmuş bir isim. Toz diyince, kimya diyince akla neler geliyor bilirsiniz.
Son olarak Türkiye’deki genel gündemi, AKP-MHP gerilimini, Yargıtay-AYM gerilimini sorayım? Neler oluyor ve olacak sizce?
Seçim sonrası kurulan yeni kabineyle ve seçim akşamı Devlet Bahçeli’nin; “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez” açıklamalarıyla birlikte yeni bir süreç başlamış gibi. O tarihten bu yana AKP-MHP gerilimi hiç azalmadı. İbrahim Kalın’ın MİT Başkanlığı’na gelmesi, Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olması, Ayhan Bora Kaplan’ın tutuklanması, Ülkü Ocakları Genel Başkan yardımcısı Mert Kerim Ejder’in Ankara C. Başsavcısı’nı tehdit ettikten sonra tutuklanması, İstanbul Anadolu C. Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ye sunduğu dilekçesiyle ve MİT’in yargıdaki çürümeye ilişkin iddia edilen raporuyla ilgili tartışmalar, benim yıllardır mücadele ettiğim bu devasa çeteye karşı operasyonların büyüyebileceğine işaret ediyor. Cumartesi Anneleri açılımı, Anayasa Mahkemesi’nin 1 Mayıs Taksim kararı Türkiye’nin normalleşmeye ve dahi yeni bir “Kürt açılımı” sürecine evrilebileceğini düşündürüyor. Yargıtay-AYM krizinde Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyesi Hakan Yüksel yine Mersin-Samsun kokain hattının önemli ili Çorum İskilipli mesela ve MHP’li İzzet Ulvi Yönter, Hakan Yüksel’in kızının nikah şahitliğini yapmış. Ali Yerlikaya “emniyet mahrem yapılanması” ibareli bilgisayar ekran görüntüleri paylaşıyor. Ancak terör değil, KOM yani Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ibaresiyle ve fakat yine “FETÖ” torbasında bir operasyon sinyali veriliyor. Milli Damarcılar’ın KÖZcü diyerek itham ettiği grubun hamleleri, Soylu’ya karşı Berat Albayrak medyasının hamleleri, MİT’in garson isimli gizli tanık üzerinden elde ettiği söylenen isimler bu operasyonlarda belirleyici olabilir. Yargıya da bir operasyon, yargıda da temizlik kaçınılmaz görünüyor. HSK Aralık kararnamesi ile Can Atalay’ın ikinci bireysel başvurusunda AYM’nin kararı aynı günlere denk gelecek. Bakalım neler olacak, AKP-MHP ittifakı yerel seçim öncesi bile dağılırsa şaşırmayacağım. Bütün olumsuzluklara rağmen açıkçası bu bahara çok daha normalleşmiş bir Türkiye’ye uyanacağımızı umuyorum.